“İnancı olmayanın geçmişi, umudu olmayanın geleceği yoktur.” diye bir cümle okumuştum Kemal Sayar’ın son kitabı olan ‘Bir kalbi Kırılmaktan Koruyabilsem’de. Kitabı okuduğunuzda çevrilen her sayfada farklı bir anlamın kapısını aralıyorsunuz. Bazen küçük bir tebessümle hayatı da yorumlamanızı sağlıyor. Kelimeler çeşitli anlamlarla kanatlanarak zühninizin bir yerine konup oradan yüreğinize akıyor. Kalbi korumayabilmek asli göreviniz olsun her daim. Orasını karamsarlık kaplarsa eğer aydınlığa çıkmanız zor olur.

Kimse geçmişinden bağımsız değildir bu hayatta.

İnançsızlık varsa eğer geçmişin bir anlamı da kalmıyor.

Ne geçmişinden utanma ne de geçmişiyle gurur duyma diye bir duygu da kalmıyor.

Çünkü inanç günden güne değişkenlik gösterebiliyor.

İnandığına göre yaşamayıp yaşadığını göre inanç sistemi oluşturuyor insanlar kendilerine.  

Sözün geri kalan kısmında ise umudun bu hayatta her şey olduğunu anlatıyor.

Geleceği inşa eden temel taşlardan birinin geçmiş olduğu kadar, kişinin umudu da son derece önemlidir.

Geçmişini bilmeyen geleceğini inşa edemez derler ama geçmiş, başka bir zaman dilimindeki umudun meyvesidir.

Umudun olmadığı yerde gül filiz vermez, bülbül ötmez, göğün mavisi kalmaz.

Umut, insana her türlü zorluğa rağmen güç ve kuvvet verir.

Düştüğünde insanı tekrar ayağa kaldırır, kişiye uzanan ilk el onun elidir.

Kaybedince hayat bitmez, vazgeçildiğinde her şey biter işte burada umudun varlığı vazgeçme eyleminin kök salmasını engeller.

“Bütün dünya vazgeç dediğinde umut fısıldar, bir kere daha dene!” senin yapamayacağına inanlara ve bunu dile getirenlere inat umutla çalışmaya ve mücadele etmeye devam etmelisin.

Başarılı olan insanların çalışma azimlerini kamçılayan esas şey umutlarıdır.

Birçok kişi benim gibi acemice anlatmaya çalışmıştı umudun ne demek olduğunu kendince ama üstadlarımızdan biri olan Cahit Zarifoğlu’nun kelamından dökülen güzel bir sözü de hatırlatmak istiyorum;

“Umudunuz acınızdan büyük olmalı.” 

Yoksa hiçbir acıyla başedilemez. İnançla birlikte umut da yüreğimizde yer almalı ki en zor durumların bile üstesinden gelinebilmeli.

Her kayıp, insan için bir tecrübe oluşturur ancak bu kayıpları yeniden umut ederek ve o umuda inanarak telafi edebiliriz.

Geleceğin neler getireceği bilinmediği için insanlar hep bir endişe ve korku ile bakmaktadır.

Bizlerin o bilinmezliğin üstesinden ancak umutlarımızla gelebiliriz.

Umudumuzu kaybetmeden ve ona inanarak çalışmaya devam edelim.

Unutmayalım ki her gecenin bir sabahı vardır. 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol