Bazı sözcükler var ki adeta moda olmuştur. Son yıllarda ağzımızdan düşmeyen kelimelerden birisi de “etik”dir.

Sık sık bu ifadeyi duyarız “yaptığın etik değil, yaptığım etik değil”, “meslek etiği”, “meslekte etik cezası aldı”, “meslek etiğini öğren” gibi ifadeleri sık duyarız.

“Etik” kelime olarak Yunanca’dan bize geçmiştir.

Yunanca ’da “ethos” olarak geçen sözcük, Türkçe’ de aynı kelime etik olarak kullanılmaktadır.

Yunancada bu kelimenin anlamı gelenek görenektir.

Kelimenin kullanıldığı yerlere bakılırsa etik sadece meslek anlamında değil, sosyal hayattaki davranış ve tutumların doğru ya da yanlış olarak değerlendirilmesi ile anlam bulmuştur.

Etik dürüstlüğü, ahlaki sorumluluğu, sadakati, başkalarına yardım etmeyi, güvenilir olmayı, dayanışma gibi insani özellikleri ifade eder.

Yaşamın her safhasında uyulması gereken etik davranışlar için eğitimin önemi çok büyüktür.

Eğitimin kendisi zaten etik bir çabadır.

Etik davranış aile içerisinde kazandırılacağına göre ailelere yine bu anlamda da çok iş düşmektedir.

Etik kavramının oluşması ailede başlar ve ilerleyen zamanda iş hayatına yansır.

Öncelikle bireyin aile ilişkilerinde etik davranışı gözlenmelidir.

Aile ortamında etik davranış çocuğa nasıl kazandırılır? diye düşünebiliriz.

Çocuğa iyi örnek olabilmek çok önemlidir, sadece nasihat değil, davranışlar ile uygulamalı yaşam içerisinde çocuk öğrenecektir.

Aile içerisinde uygulanacak disiplinde strateji iyi belirlenmelidir.

Elbette çocuk hata yapacaktır, elbette yetişkinler de hata yapacaktır.

Hatalı davranışta keskin bir ceza değil de uyarı ile yaklaşılmalı, onun doğruyu görmesi hissettirilmelidir.

Etik davranış hayatımızın her safhasında yaşanır, fakat en fazla çalışma hayatımızda meslek etiği diye daha sık duyarız. 

Meslek etiği bir bakıma ilkeler ve davranışlar bütünüdür.

Mesleki etik ilkeleri büyük bir şemsiyedir.

Şemsiyenin altında doğruluk, yasallık, güvenilirlik, yeterlik, mesleğe bağlılık ilkeleri yer almalıdır.

Mesleki veya sosyal alanda ne yapılacak ne yapılmayacak, ne istenecek ne istenmeyecek, neye sahip olunacak veya olunmayacaklarının bilinmesi, nezaket kuralları çerçevesinde davranılması olarak kabul edilirse, aykırı davranışta bulunulması zayıf ihtimal olur.

Meslek hayatında bazen bir kişinin yanlış yaptığı bir davranış yalnızca kendisini değil, diğer meslektaşlarını da ilgilendirir.

Çünkü istenmeyen bir davranış mesleğe olan saygıya gölge düşürür.

Kurumda birkaç kişinin davranışını genele yayan bir yapımız da var.

Meslek hayatında bazen kişinin etik dışı davranışlarının nedenleri kişiye bağlı, yani bireysel olabilir.

 Mesela; bencil davranma, etik davranışlarda algı farklılığı, etik anlayışındaki yaşadığı ikilemler, mesleki bilgi yetersizliği gibi.

Kurum dışı faktörler ve kurum içi faktörler etkileyebilir.

Kurum yönetiminde taraf olmak, çalışanların çıkar çatışması, ücretlendirme veya ödüllendirme sistemlerinde adil davranılmaması, tecrübesiz ve yetersiz yöneticiler, yaşam tarzındaki değişim gibi nedenler etik davranmaya gölge düşüren etmenlerden birkaçıdır.

Çevresel bazı faktörleri düşününce yine akla gelenlerden bazıları; rekabet, geleneklerin etkisi, çalışanların birbirlerine olan güvensizlikleri, fanatik düzeyde spor veya ideolojiye sahip olmak gibi bazı olumsuzluklar yine etik dışı davranmaya insanları yöneltebilir.  

Neden ne olursa olsun birey olumsuz faktörlerin etkisi altında kalmamaya çalışmalıdır.

Davranışlarıyla kendisini, ailesini, mesleğini ve kurumunu temsil ederler.

16. asır İngiliz filozoflarından Francis Bacon’ın bu konudaki şu ifadeleri çok anlamlıdır.

“Bizi güçlü yapan yediklerimiz değil hazmettiklerimizdir,

Bizi zengin yapan kazandıklarımız değil muhafaza ettiklerimiz,

Bizi bilgili yapan okuduklarımız değil kafamıza yerleştirdiklerimizdir ve

Bizi sevimli yapan başkalarına verdiğimiz öğütler değil onları kendimizin de uygulamasıdır”.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol