Darbeler, genellikle görünen yüzü ile bilinir, hissedildiği kadar hatırlanır, gösterilmek istendiği gibi de anlatılır.

Darbeler, aslında egemen sistemi yok etmek için yapılmaz, aksine egemen sistemi güçlendirmek, devamını sağlamak için kurgulanır ve uygulanır.

Darbeler ve ihtilaller hep karıştırılmış, aynı şeymiş gibi anlatılmış ve algılanmıştır.

İhtilal, egemen sistemi yok eder, devamını sağlamaz, güçlendirmez, İhtilal çatışmadır, başarılı olur ise hesap sorar, bir önceki sistemden hiç bir kurumun devamına izin vermez ve yok eder.

İhtilal meselesine belki bir başka bir yazıda değiniriz.

28 Şubatın yıl dönümünde yazımızın konusu darbe olsun.

27 Mayısı ayrı tutacak olursak, Ülkede 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 15 Temmuz gibi darbe ve darbe teşebbüsleri oldu.

27 Mayıs, benim düşünceme göre Darbe değil İhtilaldir.
Bu kanaatim, tartışılır, kişisel düşüncemdir.

12 Mart, gelişen toplumsal hareketi bastırmak, aydınlanma çabalarını, hak ve özgürlük arayışlarını yok etmek için kurgulanmış ve tatbik edilmiştir.

12 Mart, İdam ve İşkenceleri ile, bir kaç vatansever gencin üstüne Devletin tüm güçlerini, Gladyo katillerini salarak güç gösterisi yapmış, aydınlanma ve Özgürlük arayışlarını katletmiştir.

Sistem nefes almış zaman kazanmıştır.

12 Marttan, 12 Eylüle gelinceye kadar geçen yaklaşık on yıllık süre, bir başka soluk alışın, rahatlamanın, hazırlık evresini oluşturur.

Oligarşik yapı, işini şansa bırakmaz, soluklanma ve zaman kazanma ile yetinmez, sistemi güçlü kılmak için daha planlı, daha inandırıcı, daha güçlü darbe vurma ihtiyacı hisseder.

12 Eylül böyle güçlü ve Planlı bir Darbedir, sistem güçlenmiş, rejim kendini sağlama almıştır.

Bu sigortalama işi, hem sosyal, hem de ekonomik bir sigortalama operasyonudur.

Emek, Özgülük arayışları, bir gecede rafa kaldırılmış, kazanılmış haklar yerle bir edilmiştir.

Emek-Özgürlük arayışları, tehlike konseptine sokulmuş, bu arayış içinde olan kişi ve örgütler, terörist ilan edilmiş, ya sindirilmiş, ya da katledilmiştir.

Sistem kendini revize ederek, baskıcı özelliğini, baskıdan bir adım öteye götürerek, terörize etmiştir, yasal bir terör devletine dönüşerek varlığını devam ettirmiştir.

Bu daha baskıcı yeni Devlet yapısı, bu sefer de 28 Şubat kurgusu ile tehlike olarak gördüğü Ulusalcı ve Vatansever unsurları, Develet içinden tasfiye etme ihtiyacı hissetmiş, ne gariptir ki, Ulusalcı, Vatansever ve Atatürk maskeli Gladyo elemanları ile, İrtica bahaneli bir başka darbeyi devreye sokmuştur.

Bu Darbe sıradan bir darbe değildir, diğerlerinin sıradan olduğu anlaşılmasın.

28 Şubat, etkileri, kurgulanışı ve uygulanışı ile yıllar sürecek bir travmayı ve ayrışmayı da birlikte getirmiştir.

Bu ayrışma, günümüzde de devam etmekte, ortaya çıkardığı kamp ve getto kültürü, sistemin işini kolaylaştırmaktadır.

Laik-Anti Laik, Dinci-Seküler, Cumhuriyetçi-Osmanlıcı çatışması, bu Post Modern darbenin kurgusu ve başarısıdır.

Bu çelişki ve yarattığı metafor daha uzunca yıllar, sistemin ekmeğine yağ sürecek gibi görünüyor.

Bu yüzdendir ki, 28 Şubat bir nefeslenme darbesi değildir, yeni bir rejimin kurgulanış aşamasıdır.

Laikler, dincileri ezdi gibi absürt yaklaşımlar, 28 Şubatı perdeleme, Atatürkçü ve Laik bir temele oturtarak, gerici bir faşizmi gizleme çabalarıdır.

Rejim korunma refleksi ile, Vatikan ve ABD kurgulu, Emperyalizm destekli 15 Temmuz Fetö darbe teşebbüsü ile, kendini tamamen sağlama alarak, Sistemi değiştirme başarısını göstermiştir.

Kimse rüyasında darı görmesin, sistem kendini sigortalamada, devamını sağlamada çok başarılı, bunu yasal bir zemine oturtarak, darbeler ile pekiştirmekte çok yetenekli.

Görünen O ki bu kurgu ve uygulamalar, sistem lehine devam edecek.

28 Şubatı yazmak için başladım, Türkiye darbeler tarihini ve Darbe felsefesini kısaca özetlemiş oldum.

Yazılar genellikle böyle sonuçlanır, dar bir kalıp ile yazmanın bir anlamı yok düşüncesindeyim.

Zaten bir birini tamamlayan, bir birinin devamı niteliğindeki operasyonlardır darbeler.

Darbeleri, darbecilerin sunduğu gibi anlamıyoruz biz. Darbeleri olduğu gibi görüyor ve anlatıyoruz.

Böyle olmak da zorundayız.
 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol