Bu yıl yaşanan Deprem ve Pandemiden dolayı şehrimizin insanının moralinin hayli bozulduğu,hem ruhsal hem de ekonomik olarak sıkıntısının katlanarak arttığı görülmektedir.                                                                                       

Kendisine her açıdan moral verecek desteğini hissedecek siyasileri mumla arıyor. 

Her şeyden çok yalanda olsa bir umut arıyor beni aldatsınlar lakin umut içinde olayım,umudumu kırmasınlar şeklinde sesleniyor.                           

Daha ileri giderek her seçim çalışmalarında Elazığspor atkısını boynuna atıp gakko edebiyatıyla hava atanların,hava atmasına bile hasret kaldığını üzülerek ifade ediyor.                                                                                                     

Şu ana kadar geçen sıkıntılı günlerin gösterdiği gelecekte sıkıntısını katlanarak artacağının endişesini taşıyor.                                                                          

Karamsarlığa kapılarak geçen 7 aylık sürede etrafına bakarak şehirde iyi bir şey görebilmek için kendini zorluyor oda olmuyor.                                                    

Kendisi için tek çare kalıyor kendi umudunu kendi bulup hayata yeniden bağlanmak istiyor, bunun içinde falcı kadınla asker arasında geçen olayı defalarca okuyup umut bulmak istiyor.                                                

                                                                                                                                                                                                                                                  

Hani, falcı kadın, sıla hasreti içinde olan askere seslenir:

‘-Asker oğlum, gel falına bakayım!’

-Bak be anacığım..

-Ver bir beşlik..

-Buyur anacığım...

-Asker oğlum, sana üç zamanda ulaşacak bir haber var.. Üç günde mi desem, üç haftada mı desem, üç ayda mı desem.. Öğrenmek ister misin?..

-Tabiî, anacağım..

-Ver öyleyse bir beşlik daha..

-Buyur anacığım..

-Oğlum sana 3 kişiden bir haber var.. Arkadaşından mı, desem, annen-babandan mı desem, yavuklundan mı desem.. Öğrenmek ister misin?

-Elbette isterim..

-Öyleyse asker oğlum, bir 5’lik daha at..

-Buyur anacığım..

Derken, bu oyunu seyreden birisi gelir, askerin kulağına fısıldar:

-Evlâdım, bunlar boş ve yalan.. Senin paracıklarını çekiyor..

Asker, çok huzurlu ve kendinden emin bir edâ içindedir:

-Sen işine bak, bey amca.. Ben de biliyorum amma, memleketten haber veriyor ya, sen ona bak!.’

Yukarıda anlatılan bu olay gerçekte yaşanmış mı bilmiyorum,deprem ve pandemi  yaşamış  depremden sonraki şehir insanın psikolojik durumunu özetliyor.  

Falcı kadının ustalığıyla umut vermeyi bile askeri soymak üzerine kurguluyor                       

Bizlerde bu şehirde yaşayan insanlar olarak siyasilerin memleketten haber vermeleri artık bizler için bir anlam ifade etmiyor.

Memleketten iyi haberler duymak istiyoruz umutlarımızı lütfen kırmayınız.

Her yaşanan acıdan sonra acıyı yaşayan bölge ekonomik zorluklardan dolayı,ahlaki erozyona uğramaya başlar bunun önüne geçmenin yollarını bulmamız lazım,aksi takdirde bunun acısı da hepimizden çıkar.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol