Güne öyle güzel bir haberle başlayamadık maalesef ve bunun gibi haberler de son dönemlerde fazlaca görülmeye başlandı.

İsimlerinin ne olduğu artık neredeyse önemsiz olmaya başladı çünkü birkaç günlük kınama yazıları ve sözlerinden sonra İsimleri unutulup kayboluyor ve sadece tozlu sayfalarda kalıyor.

Acısı ise ailesinin yüreğinde kalacaktır, her nefes alışlarında o acı bir hançer misali batacaktır yüreklerine...

Pınar Gültekin de onlardan biri...

Beş gün boyunca kayıptı, ailesi bir umutla bekliyordu kızlarını ve tüm umutların söndüğü o acı haber gelmişti.

Onun canına kıydıktan sonra cesedini de yakarak bir yere gömmüş eski erkek arkadaşı.

Bu tarz bir eylemi yapanın yaratılanların içinde yeri yoktur.

Ne bir vicdana sahip ne de bir kalbe. Sevgi bu kadar fanatizme dönüşmemeli hiçbir zaman...

Bu olayların çoğalmasını engellemek bireysellikten başlayarak tüm topluma aittir. 

Çok basit şekilde...

Çocuklarımızı yetiştirirken onlara 

Tuttuğumuz takımı değil

Siyasi görüşümüzü değil

Dinlediğimiz müzik türünü değil

Giyim kuşamı değil

Nasıl makyaj yapılacağını değil

Öncelikli olarak iyi bir insanın nasıl olması gerektiğini...

Büyüklerine nasıl davranılması gerektiğini...

Çocuklara nasıl yaklaşılması gerektiğini...

Bir çiçeği nasıl koklaması gerektiğini...

Bir kuşa nasıl dokunması gerektiğini...

İnsanın duygularıyla oynanılmaması gerektiğini...

Kalbin, en hassasımız olduğunu...

Doğrunun ve yanlışın ne olduğunu...

Haramın helalin ne olduğunu...

Hayatın çok kısa olduğunu ve onu daha güzel nasıl yaşanır hale getirebileğini anlatmalıyız...

Bir toplumun aynası insanların arasındaki karşılıklı sevgi saygıdır bir bakıma. 

Bizler nasıl olduysa zamana ayak uydurarak onun hızına yetişmeye çalışırcasına birçok değerimizden koptuk, uzaklaştık.

Yerine hiçbir şey koyamadık, o boşlukta da debelendikçe debelendik.

Her çırpınışta ise daha da büyük bir boşluğa yuvarlandık...

Bakımevleri, huzurevlerinin sayısının artması da bunun kanıtlarından biridir.

Yani evlerde asıl öğretmen görevini gören nene- dede olmayınca çocukların da içi tamamen boş olan bilgilerle donatılması kaçınılmaz olur.

Çocuklarımızın ellerine tutuşturduğumuz akıllı telefonlar bunun başlıda sorumlularından. 

Kısacası bizlerin aynanın karşısına oturup bir eleştiri yapması gerek bireysel veya toplumsal olarak fark etmez.

Bu gençlerin böyle olmasının nedenlerini kendimizden başlayarak çevrede aramalıyız. 

Unutmamalıyız ki bugün katilin veya maktulün yerinde bizim de çocuklarımız olabilirdi.

Düşünmesi bile gerçekten çok korkutucu...

Pınar, bugün artık aramızda değil.

O artık bir melek olup göçüp gitti bu diyarlardan.

Bu isimleri unutmamalıyız ki başka isimler kaydedilmesin tozlu sayfalara.

Başka ailelerin yüreklerinde kor parçaları olmasın sonsuza dek.

Başka pınarlar kurumasın artık çünkü onlar bu coğrafyanın birer gülüdür en güzellerinden...

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol