Üzerinden fazla bir zaman geçmedi, saman alevi gibi yandı söndü.

Geçtiğimiz günlerde gündeme damgasını vuran bir denetleme raporundan bahsediyorum.

Tarım İl Müdürlüğünün rutin olarak yaptığı söylenen işyeri gıda denetimlerinde bir yemek fabrikasının depolarında 345 kilogram bozulmuş, kokuşmuş ve küflenmiş tavuk etlerinin tespit edildiği tüm basın kuruluşları tarafından haber yapılmıştı.

Yapılan haberlerin hemen hepsinde de gazeteciler sorgulamış, bu konu ile alakalı Elazığ Valiliği ne yapacak mealinde soruları muhataplarına yöneltmişti.

Doğru ve yerinde sorulan bu soruya Valilik ne cevap verecek diye beklerden açıklama ilgili yemek firmasından geldi.

Firma, çıkan haberlerin güdümlü, algı yönetmek ve de kendilerinin büyük bir ihaleye girmelerinin önünü kesmek için birileri tarafından yapıldığını ileri sürdüler.

Valilik ve denetimleri gerçekleştiren Tarım İl Müdürlüğünden bir açıklama gelmediğine göre firmanın yapmış olduğu açıklamanın meali şöyle…

Önümüzdeki günlerde hazırlıklarını yapmış olduğumuz büyük bir ihaleye girmek için düğmeye basmıştık ki; devletin resmi kurumları bizden önce düğmeye bastılar(!).

Basmakla da kalmadılar, her tarafı kameralarla izlenen depolarımıza büyük bir sinsilik ve cesaretle sızdılar, daha önceden hazırladıkları 345 kilogram, yani neredeyse yarım tona yakın kokuşmuş, bozulmuş ve küflenmiş tavuk etlerini depolarımızda istiflediler(!).

Un torbalarının içine küflenmiş ürünleri büyük bir titizlikle yerleştirdiler ardından da denetim adı altında depolarımıza girip gizledikleri yerden bu kokuşmuş, bozulmuş ve küflü etleri çıkartıp çok önemli bir başarı elde etmişler gibi de basına servis edip kamuoyuna duyurdular(!).

Kamuoyuna duyurdukları yetmezmiş gibi bağlı bulundukları Bakanlığı da bu yalan ve algı içerikli haberlerle yanılttılar, bu kumpasa alet ettiler(!)

Hiç utanıp sıkılmadıkları gibi de AK Parti İl Yönetiminde birinin işyerine fütursuzca denetimler yapıp kumpas kurmaktan korkmadılar(!).

Bunlar hükümetin dişlerini saymışlar azizim.

Devletin bir resmi kurumu nasıl olur da AK Parti yönetiminde olan birinin işyerine, işyeri sahibinin bilgisi olmadan bir denetim düzenleyebilir?

Düzenlediniz diyelim nasıl olur da kumpasla yerleştirilen halkın sağlığını tehdit edici bozuk gıdaları afişe eder.

Sanki CHP’li birinin işyerine kuruluyor bu kumpaslar, yazık. Vallahi yazık bunlar AK Partinin de hükümetin de belli ki dişlerini sayacak kadar fütursuz ve cüretkarlar.

*

Evet, resmi kurumlardan özellikle gazeteler tarafından atıfta bulunulan Valilik ve Tarım İl Müdürlüğünden bir açıklama gelmediğine göre işyeri sahibinin yaptığı açıklamanın meali ne yazık ki aynen böyle.

Dolayısıyla Tarım İl Müdürlüğüne yazıklar olsun(!) diyorum.

Yazıklar olsun ki(!); şehrin ekonomisine, istihdamına hatırı sayılır oranda katkıları olan özel bir işyerine kumpaslar kurup itibar suikasti yapıyor(!).

Yazıklar olsun ki(!) devlete hükümet eden bir partinin yerel yöneticisinin işletmesine fütursuzca girip işletme sahibinin itibarını yok etmekle kalmıyor, siyasi istikbalini de yerle bir ediyor.

*

Yukarıda dedim ya: basit bir meseleydi(!), belki de kumpastı(!)

Onun için saman alevi gibi yandı söndü.

Sadece bir gün, bir kereye mahsus haber bültenlerinde yer aldı ve unutuldu.

Hiç kimsenin aklına şu sorular gelmedi…

345 kilo, neredeyse yarım tona yakın bozulmuş, çürümüş, küflenmiş ve kokuşmuş tavuk etinin ilgili firmanın depolarında un torbalarının içinde ne işi vardı?

Bozuk ve küflenmiş bu tavuk etleri neden imha edilmedi de, depolarda saklandı?

Diyelim firmanın iddiası doğru ve birileri bu firmanın ihaleye girmesini engellemek için bu denetimlere start verdi, peki denetim olmasaydı 345 kilo bu bozuk etler nasıl tüketilecekti?

Hangi müşterinin midesinden tahlil olarak çıkacak ya da hangi garibanın mezarı açılınca gerçekler ortaya çıkacaktı?

Allah’tan ki denetimlerde farkına varıldı da büyük bir facianın önüne geçildi.

Aksi takdirde büyük bir facia ve dehşet yaşanırdı ki bunun altından kimse kalkamazdı.

Hatta Allah AK Partilileri bir kez daha korudu diyebiliriz.

Çünkü işyeri sahibinin yönetime alınmasının esprisi AK Partinin yemekli toplantılarına sponsorluk yapma düşüncesinden öte bir şey değildi.

Dolayısıyla yapılan bu denetimler olası yemekli bir toplantıda AK Partilileri de zehirlenmekten alıkoymuş oldu.

Tabi bütün bu olasılıklar başlıkta ki sorumuzun cevapsız kalmasını gerektirmiyor: İşyeri sahibinin mealen açıklamasına istinaden tekrar soruyoruz: “Bu kumpası kim kurdu: Valilik mi, Tarım İl mi?”

Ya da şöyle soralım: bu iki resmi kurum neden bir anda sessizliğe büründü ve neden firma sahibinin ihalem engellenmek istendi iddialarına cevap vermiyor, ya da veremiyor?

Koltuk korkusu, veya bürokraside gelecek kaygısı mı?

Ya da firma sahibinin iddiasında olduğu gibi yaşanılanlar bir kumpas mı?

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol