Gönül dostu, birkaç eğitim yöneticisi ile eğitimi konuştuk. Sohbet derinleştikçe, “Eğitimde temel hedef ne?” sorusu sohbetimizin ana eksenine oturuverdi. Uzlaştığımız temel hedefin “İyi İnsan” olduğuna dikkat çekerken, mutlu değilse bir insanın, “İyi” olmasının da tartışılacağı yöne vurgu yapılırken, eğitimde temel hedefimizin “MUTLULUK” olduğu hususuna işaret edildi. Uzlaşılan bir hedef oluşu da dikkat çekti... İstikbalin teminatı olan çocuklarımızı/gençlerimizi, tarafımızca verilen eğitim/öğretim sürecinde onları mutlu kılabiliyor muyuz? Dedim…

Bu soruya verilen cevaplarımız çok net olmadı…

Peki, bu süreçte, neslin inşa mesuliyetini müdrik olan, biz eğitimciler “Mutlu muyuz” dedim?

Bu soruma da çok net cevaplar alamadım…

Siz değerli okurlarımız ne düşünür bilemiyorum.

Mutluluk, insanın iç dünyasında olan bir şeydir.

Ona sahip olanlar veya bizim öyle düşündüklerimiz, her şeyin en iyisine sahip olanların olmadıklarını düşünüyorum…

Sanırım, gerçekten “Mutlu Olanlar”, sahip olduğu şeylerle mutlu olmasını bilenlerdir.

Mutlu olmak; bardağın dolu tarafını fark edebilmek, her şeyin iyi tarafına bakabilmeyi başarmakla başlıyor sanırım.

Bu yeterliklere sahip olmayanlarca, istikbalin teminatı gördüklerimize salt okur gibi anlatmakla başarılabilir mi?

Hayır dediğinizi duyar gibiyim.

Önce biz bu yeterliğe, gönül huzuruna, kendimizle/çevremizle barışıklığa sahip olmalıyız…

Daha sonra, bu yeterliğimizi, kendimizle/çevremizle barışık yaşama anlayışımızı, yaşamımızın ana eksenine oturtmak suretiyle, hedef kitlemize doğru model olarak, devam etmek gerekiyor sanırım.

Ne karşılaştığımız durumlar ne de insanlar bizi mutlu edebilir.

Gözden kaçırmamamız gereken temel kriter, Mutluluğun tamamen bize/size bağlı oluşudur.

Unutmayalım ki, “Mutluluk” bizimle/sizinle başlar, düşüncelerimizle, bakış açımızla ve eylemlerimizle anlam kazanır, devamlılık gösterir…

Peki, “Mutluluğa” hazır mıyız?

Bu soruya samimi olarak cevap vermek için, ciddi bir öz değerlendirme yaparak başlayabiliriz…

Ünlü bir deyiş vardır:

Hiç kimse sizin acınızı alamaz, bu yüzden hiç kimsenin sizden mutluluğunuzu almasına izin vermeyin.

Mutluluğunuzu nesnelere, olaylara ve kişilere bağlamayın.

Hayatınızın ve mutluluğunuzun sahibi olun! Her ülkenin binlerce atasözü var, özdeyişi var.

Bunlar birikimlerin hap halinde ifade edilmiş şeklidir.

Ünlülerin, toplumları etkileyen kişilerin özdeyişleri var.

Çoğu zaman yazarlar, anlatmak istedikleri konuya giriş yaparken “ufuk açma” niyetine alıntılar yaparlar.

Philip E. Humbert adlı bir psikiyatri profesörü, “İnsanlara mutlu yaşamın anahtarını 10 kuralda toplayacak olsam, hangi deyişleri seçerdim” diye kapsamlı bir çalışma sonrası bir liste çıkartmış.

1. Kendini tanı.(Sokrat) Kendi içinde yolculuk yap.

Günlük tut. Kalbin, gönlün, vicdanın ne diyor? Neyi öne çıkartıyor? Dünyaya bilinçli bakmanın yolu başta bu iç yolculuktan geçiyor.

2. Olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol .

(Mevlâna) Dürüst ol, adil ol, hakça düşün. İçinden gelen sesin öne çıkardığı değerleri koru.

Hayatta bir şeyleri korumak için ayakta kalmazsan her şey seni düşürür.

3. En yukarda aşk var .

(Aziz Paul) Sesi müziğe dönüştüren aşktır.

Aşk olmazsa, sevgi ilişkileri yoksa, ihtimam eksikse hayatın kuru bir daldan farkı kalmaz.

4. Dünyayı hayal gücü döndürür .

(Albert Einstein) Yaptığımız her şey hayal kurarak başlar.

Hayat -herkes için- hayalleri gerçekleştirmek ve yapabileceğinin en iyisi, olabileceğinin en güzeli peşinde gitmektir.

Bobby Kennedy’nin sözü gibi: Diğerleri dünyaya bakıyor ve “Neden” diye soruyor.

Ben bambaşka bir dünya düşünüyor ve “Neden olmasın” diye soruyorum

5. Fazla güzellik göz çıkarmaz .

(Mae West) Güzel hayat doya doya yaşanır. Mutluluk paylaşılır, hayatı sevme hissi coşkuyla beraber gelir.

Ruhun müziğinde “Haydi bastır, göster kendini” temposu vardır.

Kibir değil, çoşku!

6. Fırsatlar yakalandıkça çoğalır .

(Sun Tzu) Başarı cesaret ister, başlangıçtaki cesaret sonradan inanca dönüşür.

İnanç insanlığa daha iyi hizmet arzusuna dönüştüğünde fırsatlar yelpazesi yukarı bir seviyede tekrar açılır.

7.Ya yap ya yapma.

Denemek yok! (Yoda - Yıldız Savaşları) Hayat seri hareket, karar ve kararlılık gerektirir. Tereddütte kalanlar geride kalır.

Hayatın üstüne gitmezseniz hayat sizin üstünüze gelir.

8. Mükemmellik, ekleyecek bir şey kalmadığında değil, alınacak bir şey kalmadığında oluşur.

(Antoine de St.Exupery) Hayatınızı basitleştirin.

Basite indirge, indirge, bir kere daha indirge...

O zaman ne kalıyor, ona bak.

İstekler listenizi kısa tutun. Kısa tutun ki fokus edebilesiniz.

Güneş ışığına büyüteç tutmak gibi, odaklamazsanız hayatı yakamazsınız.

9. Kabiliyet yoksa sanatçı olmaz, ama çalışılmadıkça kabiliyet hiç bir işe yaramaz .

(Emile Zola) Ancak akıllı, bilinçli ve odağı şaşmayan çabalar sonrası olası potansiyelin yapabilecekleri gerçekleşir.

Elması yontmadıkça elinizde sadece bir taş parçası vardır.

10. Hayatı yaşamanın iki yolu var. Biri hiçbir şey mucize değilmiş gibi yaşamak...

Diğeri her şey mucizeymiş gibi yaşamak.

(Albert Einstein) Şükretmeyi unutmamak gerek!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol