Farkında olmadan neler görmüşüz neler; yarım asırlık ömrümüzde.
Kıymetli Cengiz Batmaz hocamla geçmişi yad ederken film şeridi gibi geçmişti her şey gözümüzün önünden.
50 küsür yıllık bir yaşamda nelere şahitlik etmişiz meğerse.
Hepsi dün gibi…
74 Kıbrıs Barış Harekatı,
12 Eylül Askeri darbe,
Yıllarca süren İran Irak Savaşı,
Irak tarafından yapılan Kuveyt İşgali,
Bitip tükenmek bilmeyen Filistin mücadelesi,
Çeçenistan’ın Ruslara karşı sürdürdüğü şanlı mücadele,
Afganistan Savaşı,
Adına postmodern dedikleri 28 Şubat darbesi,
Merhum Erbakan’ın bir takım soysuzlar karşısında verdiği olağanüstü insanlık ve siyasi mücadelesi,
Siyasette gömlek değiştirirken pirincin içerisine pirinç tanesi gibi karışıp muhafazakar kesimin dişlerini kıranlar.
Neler, neler…
En iyi ve en berrak hatırladığımız dönem 28 Şubat denilen o mel’un ve meş’um süreç olsa gerek.
Dün gibi her şey.
Merhum Erbakan 1994 yerel seçimlerine öyle bir titizlikle hazırlanıyordu ki…
Bir taraftan kendilerini anlatıyor yönetim tarzlarından bahsederek sandıklara yürüyordu, diğer taraftan acımasız saldıran muhaliflerine karşı edebini ve adabını bozmadan örnek bir mücadele veriyordu.
Şanssız bir adamdı merhum Erbakan.
Bir yandan Cumhuriyet elden gidiyor, irtica hortladı diyen zağarlarla, diğer yandan kendini islamcı zannedip siyaseti tağuti düzene hizmet zanneden zavallılarla çarpışıyordu.
94 yerel seçimlerinde fiili siyasetin içerisinde olduğum için dönemin her anı tüm berraklığıyla hafızamdaki yerini koruyor.
Dedim ya dün gibi hatırlıyorum.
94 yerel seçimlerde CHP’lilerden çok kendini radikal islamcı diye adlandıranlardan çekti Merhum Erbakan.
Bu tipler kendilerini öyle bir Müslüman zannediyorlardı ki; dinlerine kendi tabirleriyle sirke bile batmıyordu.
Tağuti düzene hizmet deyip siyaset yapmayı küfür, siyaset yapanı şerik ve küffar addediyorlardı.
Darulharb diyerek de Cuma namazı bile kılmıyorlardı. Zira onlara göre Cumanın vucibiyetinin şartlarından biri Cuma namazını devlet reisinin kıldırması gerekiyordu.
Bu nedenle Erbakan gibi bir lideri bile küfre hizmet ediyor diye tu kaka ilan ediyorlardı.
Buna ve bunlara rağmen Merhum Erbakan milletin teveccühüyle 11 ay devlete hükümet etti.
11 aylık bu kısa sürede bütün saldırılara rağmen ülkeye bir refah getirmeyi başardı.
İşçisinden memuruna, askerinden polisine, yargısından akademisyenine, BAĞKUR’lusundan emeklisine, tüccarından sanayicisine herkesin refah düzeyini arttırdı.
Bundan bile rahatsız olanlar ne yazık ki merhum hocaya dünyayı zindan ettiler ve hükümeti yerle bir ettiler.
Allah gani gani rahmet etsin merhum Erbakan’ın bir kaç soysuzun karşısında o yaşına rağmen saatlerce ayakta ifade verirken alnından yanağına inen o ter damlacıklarını o günleri yaşayan o milletin hafızalarından kim silebilirki…
Anlatacak o kadar şey var ki; içimizi yakan…
*
Derken REFAH-YOL gitti ardından üçlü koalisyon hükümeti kuruldu sonrasında da AK Parti hükümet etti devlete.
*
Kurulduğuyla iktidara gelmesi bir oldu.
Zira Erbakan’a kan kusturanlar, Erbakan felsefesine uymadığı için Erbakan’dan uzak tutulanların hepsi bu partiye kapak atmak için birbirleriyle yarışa bile girdiler.
Eskiden siyaset tağuti düzene hizmet etmektir diyenlerin neredeyse tümü AK Partiden nemalanmak için atmadıkları takla bırakmadılar.
Kimi İl Başkanı oldu, kimi Milletvekili kimileri de AK parti teşkilatlarında yer alıp ticarette veya başka şekilde ilerlediler.
Bir zamanlar başörtüsü mücadelesi verdik diyenler yeni düzende kendi kızlarının bile başlarını örttüremediler.
Lidere sadakat şerefimizdir dediler takiyye üstüne takiyye yaptılar takla üzerine takla attılar.
Lidere sadakat diye attıkları her taklada bir omurgasını kaybettiler.
Son takla keskin ve çok feciydi.
Omurga namına bir şey kalmadı.
Terörsüz Türkiye diye bir palavra uydurdular bu palavra ile son seçimde CHP’yi DEM’lenmekle itham edip CHP gelirse DEM’lilerle birlikte yürüyüp Apo’yu, Selo’yu cezaevinden çıkarır diyerek toplumun gözünden düşürdüler günün sonunda tarihi açıklama yapılacak diyerek insanları ekranlara kilitlediler ve ülkemiz adına tarihi talihsizliği açıkladılar: AK Parti, MHP ve DEM birlikte yürüyeceğiz.
Bir yıl öncesiydi bu konuları AK o zamanlar dost olduğuna inandığım AK Parti İl Başkanıyla konuşuyorduk.
CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu için aynen şunları söylüyordu: “Üstadım her şeyi bir tarafa bıraksak bile Kılıçdaroğlu’nun DEM’le ilişkilerini nasıl görmezden gelelim. Millet Kılıçdaroğlu’na versin de Kılıçdaroğlu da ülkeyi teröristlerle birlikte mi yönetsin. Bu kadar şehit ve yakınlarının yüzüne nasıl bakarız, söyler misin?”
Evet, o zaman Sayın İl Başkanının dostluğuna ve samimiyetine güvendiğimiz için hak verip bir şey söylememiştik çünkü haklıydı. Bir ihanet sonucu bu kadar şehit ve yakınının yüzüne bakılmazdı.
Şartlar oluştuğu için aynı il başkanına aynı samimiyetle buradan soruyorum; hazır DEM’inizi de almışken bu kadar şehit ve yakınının yüzüne nasıl bakacaksınız acaba?
Ya da bakmayı düşünüyor musunuz?
İki gün sonra 15 Temmuz’un yıldönümü ve siz utanmadan sıkılmadan meydanlara çıkıp şehit gazi edebiyatı yapacaksınız.
Umarım bir utanmazlık daha yapıp 15 Temmuz anma programına yeni yarenleriniz ve yeni yol arkadaşlarınızla çıkmazsınız.
Sayın Cumhurbaşkanının tabiriyle KADERE BAK, KADERE BAK; KİMLEEEER KİMLERLE BERABER.
Bir zamanlar Merhum Erbakan’a tağuti düzene hizmet ediyor diye kan kusturanlar şimdi teröristlerle bebek katilleriyle beraber; KADERE BAK!..
Bir zamanlar CHP’yi DEM’lilerle ilişkileri var diye siyasette aşağılayanlar şimdi Kılıçdaroğlu’nu kıskandıracak beraberlikler yaşıyorlar; KADERE BAK!..
Yukarıyı anlamaya çalışıyorum da aşağıdakilere bir anlam veremiyorum.
Ya hu onların hesabı farklı olabilir de size ne oluyor.
Yıllarca siyasete küs kaldınız, yıllarca siyaset yapan milli insanlara kin beslediniz, düşmanlık yaptınız.
Ne oldu da bir il başkanlığına bir milletvekilliğine bir teşkilat yöneticiliğine sattınız her şeyi.
Eskiden bir saygınlığınız vardı, insanlar size karşı muhabbet duyardı.
Değer miydi bütün bunlara. Değer miydi bu saygınlığınızı yitirmeye.
Mahkeme kadıya mülk olmadı hiç bir zaman, olmayacak da.
Yarın liderleriniz de giderse bu milletin yüzüne nasıl bakacaksınız hiç düşündünüz mü?
Lidersiz hiç bir şey olmadığınızı bildiğinizi bildiğim için söylüyorum.
Lütfen kızmayın!..