Salgın, Dünya şaşkın, insan çaresiz, sağlık çalışanları, başta hekimler olmak üzere hayatları pahasına mücadele ediyor.
Karantina, sokağa çıkma yasağı tartışmaları, kısmi yasaklar, televizyonlar tüm saatlerini bu belaya ayırmış, yorumlar, tartışmalar, öneriler.
Bu ortamda bir maske tartışmasıdır gidiyor.
Sosyal medya malum, ha keza basın ve medyanın bir kısmı, sanki bu maske meselesi salgının temel meselesi imiş gibi, hiç gündemden düşürmüyor.
Maske temel sorun olup çıkmış.
Özellikle sağlık bakanının özverili ve objektif çabaları takdir topluyor.
Bu arada temel sorun maske meselesine, Devlet el koyuyor, ben güçlü devletim, vatandaşıma kimse maske satamaz, maskeleri ben verecem, kimse endişe etmesin diye, afili bir jargon ile müjde veriyor.
Maskeler, önce PTT sonra bekçi, en sonunda da, eczahanelerin üstünde kalıyor.
Güçlü devletin gücü, bir bez parçasına yetmiyor.
Sorun çözülmüyor, vatandaş maskeye ulaşımda zorluklar yaşıyor, maskesiz sokağa çıkmak yasak, markete girmek imkansız, enfekte olurum kaygısı had safada, maske ülkeyi esir etmiş durumda.
Maskeli balo devam ediyor, Kovit balonun kraliçesi, sinsi, sinsi sırıtıyor, fırsat bulup kimi dansa kaldırırım, kimi enfekte ederimin hesaplarını yapıyor.
Bu arada Dünya bize gülüyor, bunların işi gücü yok mu, bir bez parçasının peşine düşmüş vakit öldürüyorlar diyerek sağlık sektöründeki başarılarımıza gölge düşürmeye çalışıyor.kıskançlık had safada.
Yahu beyler, bu aklı size kim verdi bilemeyiz, bir bez parçasına bizi, sağlık bakanını, hekimleri, sağlık çalışanlarını ekmek arası köfte yaptınız.
Çok basit, biz sizden beleş maske istemiyoruz, bize maskelerimizi serbestçe temin etme özgürlüğü tanıyın, maske satışını serbest bırakın.
Hiç değil ise bu esaret günlerinde maske alma özgürlüğümüz olsun.
Beleş maskeler sizin olsun, beleşe alışık değiliz zaten, bizi boğar o maskeler.
Beleş maskeleri siz takın, Tamam mı beyler.Gölge etmeyin!
- - - -
