Ülke gündeminde ABD Dolarının önlenemeyen yükselişi, siyasetin gündeminde ise Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı konusu var.

Cumhur İttifakının adayı kuşkusuz mevcut Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan.

Millet İttifakında ise henüz öne çıkan bir isim olmasa da birkaç ismin kendi içlerinde yarıştığı herkes tarafından bilinmekte.

CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçtaroğlu mu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mansur Yavaş mı veya bir bahanesini bulup yurt gezilerini sürdüren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu mu olacak, belli değil.

Belli olan tek kişi var o da Millet İttifakının ortağı İyi Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener…

Sayın Akşener her fırsatta kendisine sorulan; “Cumhurbaşkanı Adayı olacak mısınız?” sorusuna net ve kat’i bir dille; “HAYIR” cevabını veriyordu.

Geçtiğimiz günlerde aynı soruyla karşılaşan Sayın Akşener çok efsunlu bir cevap verdi ve; “Ben Başbakan olacağım” dedi.

Sayın Akşener’in bu cevabı siyaset dünyasında bıyık altından gülmelere vesile olsa da Türk siyasetini iyi okuyanlar bu gizemli cevabın altında bir hikmetin olduğunu anladılar bile.

Zira ülkede baş gösteren yokluklar, yolsuzluklar, adam kayırmalar, doların önlenemeyen yükselişi, ekonominin dibe vuruşu ister istemez iktidar partisinin her geçen gün biraz daha kan kaybetmesine sebep oldu.

Son haftalarda yapılan kamuoyu yoklamalarına göre Ak Partideki oy kaybı doların yükselişinden çok daha hızlı ve fazla.

Her geçen gün biraz daha erimekte olan iktidar partisi muhalefet partisinin söylemleriyle dalga geçip günü kotarmaya çalışsa da kendilerini bekleyen acı sonun da farkındalar.

Onun için yapacakları tek hamle var o da; Sayın Meral Akşener’in her fırsatta dillendirdiği güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek.

Bunu kimse yabana atmasın.

Mevcut gelişmeler ve ülke siyasetinin gidişatına bakarsanız bunu çok daha net görürsünüz.

Peki, nasıl olacak, çok kolay…

CHP’nin Anayasa Mahkemesinde sümenaltı edilmiş müracaatı henüz işleme konulmamış.

Şartlar biraz daha olgunlaştığında Anayasa Mahkemesi CHP’nin dilekçesini işleme sokar ve iş biter.

Parlamenter sistemin güçlendirilmesi sağlanır ve hem Sayın Akşener’in Başbakanlığı hem de mevcut Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın yeniden Külliye’de oturmasının önü açılır.

Diyelim şartlar olgunlaşmadı ve parlamenter sisteme geçilmedi.

Sayın Mansur Yavaş kartı açılır ve Sayın Erdoğan’ın karşısına rakip olarak çıkartılır.

Böyle bir durumda neticenin ne olacağını tahmin etmek için de sanırım kahin olmaya gerek yok.

Dolayısıyla Haziran 2023’te Sayın Mansur Yavaş’ın ortaya konulacak sandıklarda Sayın Erdoğan’a karşı galebe çalması demek 2023 Türkiye’sinin müstakbel Cumhurbaşkanının Mansur Yavaş olacağı demektir.

Mansur Yavaş’ın Cumhurbaşkanı olduğu bir ülkede de demokrasinin tam anlamıyla işlemesi için parlamenter sistem kaçınılmaz olur.

Bu parlamenter sistemin Başbakanı da istenilse de istenilmese de Sayın Akşenir’dir.

Onun için Sayın Akşener’in; “Ben Başbakan olacağım” şeklinde sarf ettiği cümleleri kimse yabana atmasın. 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol