İlk öğretenim, ilk öğretmenim…

Muallim, muarrif, münevver, mürebbi, öğretmen, şefkat kahramanı, samimiyetin kucağı, sadakatin yuvası, şükrün odağı, kanaatkarlığın hayata nakkaşı…

Naif, nazik, kibar, zarif, letafet desenlerinin sözden öte hayata yansıyan şekilden öte insanı…

Seni ifade etmekte öyle zorlanıyorum ki sabır abidem, güler yüzlüm, en kızgın insanı dahi sakinleştiren baldan öte şirin sözlü gönül dünyası zenginim …

Ey güzelliklerin, edebin, hayanın, ahlakın, imanın kalpten damarlara, hücrelere, nefese nakşeden örnek Annem…

İlkokulu bitirmeyi bırakın, okur yazar bile olmayan Muhterem Validem hasletleri, hassasiyetliği, hasbiliği, dürüstlüğü, arılığı, saflığı, duruluğu, tevekkülü, teslimiyeti, kadere rızayı hangi okuldan, kimden öğretti?

Bir o kadar bozulmadan kendini nasıl muhafaza ettin, bataklığa aldırmadan nasıl Gül oldun, Güllü oldun, Gül’e döndün! Güllü olmak için de dikenlerini de kötülüğe kalkan kıldın.

İşte doğum tarihi bile kesin olarak bilinmeyen çileli olduğu kadar haysiyetli; numune-i misal hasbi bir hayatın ölümsüzleştiği kısa özet…

Rivayetlere göre Merhum Hacı Güllü Annem 1927 Halife- Keban doğumlu olan ölen ablasının nüfusunu devam etmiştir ki muhtemelen ismi de aynıdır.

Bu konuda başka bir rivayet de nüfus memurlarının tahmine yaş belirleyerek nüfus kütüğü oluşturdukları söylenmektedir. Merhum Dayım Faik Sevim ve Anne tarafım ve son toprak olan Hediye Teyzemin ifadelerinden ve yapmış olduğum görüşmelerden de şu bilgilerin ağırlık kazandığı müşahede edilmiştir.

Dedem Hüseyin Sevim hem Molla hem de o zaman devlet adına güvenlik sağlanmasından sorumlu olduğu dönemde Merhum Annem Hacı Güllü Can daha altı aylıkken babasını, takriben on beş yaşlarında iken de annesini kaybetmiş.

Annemin iki Ağabeyinden en büyüğü Merhum Rüştü Sevim’in evlendiği Merhum Nafiye Sevim yaşı on iki olduğundan bir noktada gelinlerine annelik, ablalık yapmaya çalışmış.

Dedemin vefatı sonrası kardeşleri üzerinden yürütülen aile meclisi onların da vefatı sonrası merhum Ayşe, Pembe Teyzelerimiz ve Annem adeta Analık, Ablalık görevini yürütmeye çalışmış.

Annemin Halası Oğlu olan Babam Nurettiin Can ile evlenme öncesi dönem de acı tatlı karışık bir şekilde yürüyorken evlendikten sonra Babam, kardeşini döven kişilerle yapmış olduğu kavgada irili ufaklı kırka yakın bıçak yarası almış.

Tedavi sonrası Babam askere gitmiş.

Bu süreçte Dayım Merhum Rüştü Sevim geride dört çocuk bırakarak vefat etmiş. Annem gelinleri ve yeğenleri ile yakinen ilgilenmiş.

Oldukça geniş bir sülalelerin bir arada yaşadığı köyde büyüklere hizmet eden Merhum Annemin doğumları çok zor geçermiş ve yedi çocuğunu da ne hazindir ki Annem toprağa vermiş.

Daha sonra da dört çocuğu dünyaya gelmiş.

Hayatın değişik dönemleri ve yaşam şartları Babamı o zaman köy dışına itmiş ve babam bir dönem yeni TBMM yapımında şoför olarak çalışmış ve daha sonra hatırı sayılır bir iş olan ve parmak ile sınırlı olan sayıda şoför olarak sülaleye ev, ocak, ekmek, aş olmaya başlamış.

Babamın bu yoğunluğunun yükü elbette Merhum Annem üzerine kalmış.

Eski dönemlere uzandığımda eski kamyon, otobüsleri; yakın akraba olan muavinleri, babamın yanında yetişen muavin ve şoförleri, köyden kente gelenlerin günlük işlerini hep güler yüzü ve mahareti ile Anacığım yapardı ama ne naz eder ne minnet eder ne de of çekerdi.

Düşünsenize acı, yokluk, hüzün, kayıp, ölüm dolu vakur bir hayatı…

Annem bebekliğimi övünerek, zahmetimin az olduğunu, yakışıklı olduğumu, çok sevildiğimi anlatırdı.

İşte uzun bir ömürden herkesin kendini görebileceği bir kesit…

Hayat mektebinin ilk öğretmeni Annemdir. Öyle ki okuma yazması olmayan Annemden doğduğum günden beri çok şeyler öğrendim.

Türkiye’nin, dünyanın en iyi üniversitelerindeki robotik eğitimden, öğretimden, teknolojinin en ileri düzeyinden daha kaliteli ve gönle dokunan öğretmenin kalitesini tartışmak haksızlık kadar, insafsızlıktır.

Üstelik benim Merhum Annemin öğretmenliğinde bugünden farklı olarak merhamet, fedakârlık, samimiyet, sadakat, güven.

Vefa, paylaşma, birliktelik, hasbilik, hasletler, hassasiyetler… var.

Asıl olan her şartta ve yer de gül açmak, dikeni ile gülü muhafaza etmek, en zor iklim şartlarında kardelen olmak değil midir?

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol