“Tavuk bile su içerken başını kaldırıp Allah’a bakar.”

Cümle Deprem Araştırma Komisyonu Üyelerinden Ak Partili bir milletvekiline ait.

*

Geçen haftanın en önemli konusu TBMM Deprem Araştırma Komisyonunun bir dizi incelemelerde bulunmak üzere ilimize gelmesiydi.

Heyetin ilimize geleceğini ilk olarak Milletvekillerimizden Sayın Metin Bulut’un twetter üzerinden yapmış olduğu paylaşımından öğrenmiştik.

Heyetin ilimize gelmesi kamuoyunda ister istemez vatandaşı yüksek beklentilere soktu, haklı olarak.

Çünkü vatandaş deprem sonrası Elazığ’da beklediğini bulamamış, kaybettikleri evlerinin yarı metrekaresine bile razı olmuşken çekilen karma kuralarla yeni bir mağduriyet yaşamıştı.

Deprem sonrası yıkılması gerçekleşen evlerinden çıkartamadıkları eşyalardan tutun da alamadıkları eşya ve kira paralarına, çekilen kuralarla çifte standartlara maruz kalmalarından hak sahipliği mağduriyetlerine kadar bir sürü çözülecek mi diye bekledikleri sorunları vardı.

Onlara göre bu heyete dertlerini anlatacaklar gelenler de dertlerine belki derman olabilecekti.

Ne yazık ki beklenen olmadı.

Gelen heyet bırakın vatandaşla görüşme gibi bir tasarrufta bulunmayı, tabiri caizse havanda su dövüp gittiler.

İkinci gün ilimiz milletvekillerinden Sayın Tolga Ağar’ın vesile olmasıyla 10 kişilik bir vatandaş grubu heyetle görüşebildi sadece.

Deprem sonrası incelemelerde bulunmak üzere gelen heyet, ne yazık ki kendilerine göre nerede sorunsuz ya da az sorunlu yerleşkeler varsa oralarda vakit doldurmayı tercih ettiler.

Konteynır kentlerden biri başta olmak üzere Abdullahpaşa Mahallesinde yapımı tamamlanan TOKİ evleri ardından Değirmenönü köyündeki konutlar gezme yerleri oldu.

Gitmesi gereken yerlerin en başında Mustafapaşa Mahallesinin olması gerekirken yanından bile geçmediler.

Basın mensupları olarak fırsat bulduğumuz her yerde sorunları dile getirmeye çalışsak da maalesef başarılı olamadık.

Gelen heyetten bazılarının burnu havada, elleri cepte vatandaşla göz göze gelmekten imtina eden tavırları vardı.

Bulduğumuz bir fırsatta Abdullahpaşa Mahallesindeki bazı sıkıntıları dile getirmemize rağmen heyetten bir tanesinin verdiği cevap oldukça manidardı: “Tavuk bile su içtikten sonra başını kaldırır Allah’a bakar” diyerek yapılanlara şükretmemiz gerektiğini telkin edip TOKİ evlerine mahkum edilen vatandaşı tavuk yerine koyacak kadar akıl tutulması yaşıyordu.

Bizlerin ısrarla; “Mustafapaşa Mahallesine gelmeyecek misiniz?” dememize ve Mustafapaşa ile Rüstempaşa Mahalle muhtarlarının gittikleri her yere giderek mahallelerine davet etmelerine rağmen bu iki mahalleye gelmekten kaçındılar.

Öyle ki basın ve muhtarların bu ısrarlı davetleri heyet içerisindeki CHP’li milletvekillerinin dikkatini çekmiş olacak ki heyetten ayrılıp bu mahallelere gelerek yapılan yanlışlıkları ve halka reva görülen bu dar koridorlu, bir katta 8 dairenin olduğu yapıları görüp raporlarına eklediler.

CHP’li bu vekiller heyetten ayrılıp bu mahalleye gelmemiş olsalardı raporlarında Elazığ’da her yer güllük gülistanlık şeklinde yer alacaktı.

TBMM’nin Deprem Araştırma Komisyon Üyeleri geldiler, gezdiler gittiler. Geriye yankıları ve vatandaşta neşet bulan algıları kaldı.

En büyük algı da vatandaşa yukarıdan bakma, onların dertlerini dinlemek yerine azarlama, şükre davet ve basına yaptıkları açıklamalarında devlet Elazığ’da gereğini yapmış ve halk çok mutlu mealinde sarf ettikleri talihsiz cümleler.

Yani uzun lafın kısası dağ bir kez daha fare doğurdu ve gelen heyetin tavır ve davranışlarından dolayı vatandaş bir kez daha iktidara karşı bilendi.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol