Tunç, açıklamasında, hicretin İslam Alemi için dönüm noktası olduğunu belirterek, "Peygamberimiz Hz. Mumahmmed (sas) ve sahabenin Mekke’den Medine gidişinin İslam Alemi için bir dönüm noktası olduğunu belirterek, "İslam Âlemi olarak bugün Sevgili Peygamberimiz ’in (sas) Mekke’den Medine’ye Hicreti’nin 1442. Yılını idrak ediyoruz. Hicri yılbaşının, Muharrem ayının hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Hz. Peygamber (sas) ve sahabenin Mekke’den Medine gidişi Alem-i İslam için bir dönüm noktası olmuştur. İkinci halife olan Hz. Ömer’in hilafetinde Hz. Ali’nin teklifiyle hicretin gerçekleştiği gün hicrî takvimin başlangıcı sayılmıştır. O günden itibaren de İslam âleminde 1 Muharrem hicrî takvimin başlangıcı olarak kabul görmüştür." dedi.
HİCRET, İSLAM DAVASININ BÜYÜK MİLADI
Hicretin islam davasının büyük bir miladı olduğunu belirten Turgut Tunç, "İslâm’ın yayılmaya başladığı Mekke döneminde Sevgili Peygamberimiz (sas) ve ilk Müslümanlar sürekli baskı ve işkencelerle karşılaştılar. Sosyal, ekonomik ve kültürel ambargoya maruz kaldılar. Bu işkenceler sebebiyle ilk Müslümanlar önce Habeşistan’a, sonra da Medine’ye hicret ettiler. Peygamber Efendimiz (sas) ve ashab-ı kiram doğup büyüdükleri ve çok sevdikleri Mekke ve Kâbe’den ayrılmak durumunda kalmışlardır. Bu açıdan Hicret kaçmak değil hakkı yaymaktır. Batıla daha gür bir seda ile karşı koymak için mevzi değiştirmektir. İslam davasının büyük miladı olan hicret, Allah’a ve O’nun Kutlu Elçisi Rahmet Peygamberine gönülden bağlılığın bir ifadesi; hakka, hakikate, ilme, irfana ve medeniyete yolculuktur. Hicret, Allah rızası için; anadan, babadan, evlattan, atadan, yardan, diyardan, maldan, mülkten hatta candan vazgeçmenin ibretli ve meşakkatli bir öyküsüdür. Hicret Allah cc ile olmak adına terki terk etmektir. Aynı zamanda Hicret yardımlaşma, dayanışma, paylaşma, dostluk ve kardeşliğin en güzel ifadesi olan hicret, kardeşine kucak açarak onunla evini, yiyeceğini ve varlığını paylaşmanın; kardeşini himaye etme ve sahiplenmenin adıdır." ifadelerini kullandı.
MUHARREM AYI, MÜSLÜMANLARIN ORTAK HAFIZASINDA BÜYÜK BİR ACININ TARİHİDİR
Muharrem ayı, aynı zamanda Hz. Peygamber (sav)’in torunu Hz. Hüseyin’in ve çoğu Ehl-i Beyt mensubu 70’ten fazla insanın siyasi ihtiraslar uğruna Kerbela’da şehid edilmesi nedeniyle Müslümanların ortak hafızasında büyük bir acının tarihidir. Her Camimizde isimleri ile gönlümüze nakşettiğimiz Hz. Hüseyin ve evlatlarının acıya gark oldukları tarihin adıdır.
Bu elim hadise özellikle milletimiz başta olmak üzere, mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun, bütün Müslümanların asırlardır dinmeyen ortak acıya dönüşmüştür. Kerbela’da acımasızca şehit edilen Hz. Hüseyin ve arkadaşlarının bu hadisedeki asil duruşları ve haksızlıklar karşısındaki onurlu mücadeleleri bütün müminlerin gönüllerinde taht kurmuş, Hz. Hüseyin ve yakınlarına bu zulmü reva görenler ise insanlığın ortak vicdanında mahkûm edilmiştir.
Bir daha Kerbela misali acıların yaşanmaması, dünya Müslümanlarının refahına vesile olması, Covit 19 hastalığının insanlık gündeminden uzaklaşması, Hicri 1442. yılımızın hayırlara vesile olası dileği ile; Tüm Alem-i İslamın hicri yılbaşı hayırlı olsun."
