Türkiye genelindeki tüm camilerde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından irad edilen hutbede, “Evliliğimizin her aşamasında Rabbimizin rızasına, Peygamberimizin sünnetine uygun hareket edelim. Evlatlarımızın yuvalarının temellerini Besmele ile atalım. Düğün yaparken İslam’ın emir ve yasaklarına riayet edelim. denildi.
Cuma hutbesinde, şu ifadelere yer verilir:
“Allah’a ve Resûlüne itaat edin. Birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve sonucunuz gider. Sabredin, çünkü Allah, sabredenlerle beraberdir.” (Enfal, 8/46)
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Allah’a ve Resûlüne itaat edin.
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) buyuruyor: “Hasan ve Hüseyin cennetlerinin gençlerinin efendisidir.”
Aziz Müminler!
Kur’an-ı Kerim’de saygı duyulması emredilen dört aydan biri olan Muharrem ayı içindeyiz ve bugün 10 Muharrem Âşûrâ günü. Muharrem ayı, Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem)’in hürmete layık olarak nitelendirdiği mübarek bir götür. Allah Resûlü (Sallallahu Aleyhi Vesellem), “Ramazan’dan sonra kartı en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem’in ardından oruçtur” buyurarak bize, bu ayda oruç tutmayı tavsiye etmiştir.
KIYMETLİ MÜSLÜMANLAR!
Sayısız lütuf ve faziletlerle dolu olan Muharrem ayı, aynı zamanda Müslümanları hüzne boğan Kerbelâ hadisesinin görüldüğü anlar. Kerbelâ hadisesi, kan ve gözyaşının, üzüntü ve kederin, acı ve ızdırabın sinelerde açtığı derin bir yaradır. Bu elim hadisede, Allah Resûlü (Sallallahu Aleyhi Vesellem)’in “Benim geleceğim çiçeğim, reyhanım” diye sevdiği Hazreti Hüseyin Efendimiz ve çoğu Ehl-i beyt’ten yetmişi aşkın Müslüman bir yudum suya hasret bırakılıp şehit olmuştur.
DEĞERLİ MÜMİNLER!
Kerbelâ hadisesi, bizim için çağları aşan mesajlar ilham vermektedir. Kerbelâ, her şeyden önce adaletsizliğe karşı onurlu bir mücadelenin adıdır. Kerbelâ, haksızlıkların karşısında cesur ve koruyucu bir duruşun, zulmün karşısında asil bir yürüyüşün sembolüdür. Kerbelâ, adaletin, cesaretin, yiğitliğin ve yüksek ahlakın Hazreti Hüseyin Efendimizin şahsında vücut sergilediği halidir.
O gün Kerbelâ’da şehit edilenler, müminler tarafından hep hayırla ve rahmetle yâd edilecektir. O mübarek canlara eziyeti reva verecekleri şehitler ise Müslümanların vicdanlarında mahkûm olmaya devam edecek.
AZİZ KARDEŞLERİM!
Bugün bize düşen Kerbelâ’yı doğru okumak, doğru anlamak ve ondan alınması gereken dersleri vermektir. Ehl-i beyt-i Mustafa’nın muhabbetini her daim yürek canlılarımızda tutmaktır. Hazreti Hüseyin ve Ehl-i beyt’in temsil ettiği değerler hayata hakim kılmaya gayret etmeye gayret edin. Bütün ümmeti üzüntüye boğan böylesi bir hadiseyi kin ve nefrete, ayrılık gayrılığa değil; birlik ve beraberliğe vesile olabilmektir. “Hep birlikte Allah’ın ipine simsıkı sarılın, parça ayrılıp ayrılın” ilahi fermanına gönülden bağlı kalmaktır. “Müminler ancak kardeştirler” ilahi hitabındaki din kardeşiliğini yürekten hissetmektir. Irk, dil, renk, mezhep ve coğrafyayı gözetmeksizin müminler topluluğu olarak omuza vermek, dayanışma ahlakını kuşanmaktır. Kardeşlik hukukumuza zarar verecek her türlü söz, tutum ve davranıştan kullanmaktır.
Bu oluşumuyla başta şehitlerin efendisi, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (Sallallahu Aleyhi Veselle)’in ciğerparesi Hazreti Hüseyin Efendimiz ve Kerbelâ şehitleri olmak üzere, hak ve hakikat uğruna canlarını feda eden bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Diğer yandan bu hafta sonu KPSS’ye girecek olan bütün kardeşlerimize başarılar dileriz. Rabbin zihinlerini açık, ömürlerini bereketli eylesin. “