Öne Çıkanlar toki kentsel dönüşüm can kaybı TORAMAN HALK GÜNÜNDE VATANDAŞLARI DİNLEDİ BELEDİYE MECLİSİ NİSAN AYI TOPLANTILARI DEVAM EDİYOR DOĞALGAZ YARDIMI MART AYINDA BAŞLAYACAK istihdamdır…

Bu haber kez okundu.

“Türkiye İklim Değişikliğine Seyirci Kalacak Bir Ülke Değil”

Bakanlığın merkez ve taşra birimlerinin yanı sıra, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) temsilcilerinin, ilgili STK'lar ve akademisyenlerin katılımıyla Şanlıurfa ve Ankara'da da gerçekleştirilecek çalıştayın açılışında konuşan Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, tüm dünyanın küresel ısınma ve iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini ciddi boyutlarda hissettiğini vurguladı.

“İklimden daha hızlı değişmek zorundayız”

İklim değişikliği nedeniyle şiddetli fırtınalara, aşırı yağışlara, yoğun ısı dalgalarına ve uzun kuraklıklara daha sık şahit olunduğunu belirten Bakan Pakdemirli, "Son 50 yılda, sel, fırtına, kuraklık gibi doğal afetlerin sayısı 5 kat arttı. Son 10 yılda küresel afetlerin yıllık zararı 170 milyar dolara ulaştı. Eğer tedbir alınmazsa, 2050 yılında iklim değişikliği ile birlikte dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 20'sinin sel riski ile karşı karşıya kalacağı, nüfusun yarısının ise susuzluk riski yaşayabileceği öngörülüyor. Tarımsal üretimde ise iklim değişikliğinin etkisiyle 2050'ye kadar verimde yüzde 10 ila yüzde 25 arasında bir düşüş bekleniyor. Ayrıca, iklim değişikliği ve habitatın tahribatından dolayı bugün dünyada yaklaşık 1 milyon tür yok olma riski altında. Her geçen gün geri dönülemez bir noktaya doğru ilerliyoruz. İklimden daha hızlı değişmek zorundayız" dedi.

“Tarımsal Verimlilikte Yüzde 2 İla 13 Arasında Azalma Olacağı Öngörülüyor”

Türkiye'de de iklim değişikliğinin bazı bölgelerimizde aşırı yağış ve sel afeti, bazı bölgelerimizde kuraklık, bazı bölgelerimiz de büyük orman yangınları olarak karşımıza çıktığını ifade eden Bakan Pakdemirli, şunları söyledi: "Ülkemizde meteorolojik ve tarımsal kuraklık riskimiz giderek artıyor. Türkiye'de ilk 8 ayda uzun yıllar sıcaklık ortalaması 14 derece iken, bu yıl aynı dönemde ortalama sıcaklık 15,7 derece olarak gerçekleşti. Yağış miktarında ise bu yılın ilk 8 ayı itibarıyla uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 6'nın üzerinde bir azalma, tarım dönemi kapsamında ise yüzde 21'lik bir azalma yaşandı. Daha önce her 10 yılda bir yaşanan kuraklıklar, bundan sonra 5-6 yılda bir karşımıza çıkacak. Suyumuzun dörtte üçünü kullanan tarım, bu süreçten en fazla etkilenecek sektörlerin başında geliyor. Yapılan araştırmalara göre iklim değişikliği nedeniyle ülkemizde 2050 yılına kadar tarımsal verimlilikte yüzde 2 ila 13 arasında azalma olacağı öngörülüyor. Önümüzdeki süreçte afetlere daha çok maruz kalacağız. Elbette Türkiye tarımıyla, sanayisiyle büyümeye ve gelişmeye devam edecek. Ancak bu büyümeyi kaynakları tüketerek değil, doğru yöneterek, çevreyi koruyarak ve sera gazını azaltan üretim yöntemlerini hızlıca uygulamaya alarak gerçekleştirmemiz hayati önem taşıyor. Türkiye iklim değişikliğine seyirci kalacak bir ülke değildir. Tarım, orman ve su alanında iklim değişikliğinin etkilerini azaltacak tedbirleri almak, küresel ısınmayı azaltacak üretim yöntemlerine geçmek ve doğal kaynakları verimli kullanmak artık bir tercih değil, zorunluluktur. Bakanlık olarak başta tarım olmak üzere eylem planlarımızı tek tek hayata geçirerek, geleceğimize sahip çıkıyoruz. Tarımı dönüştürüp, yeni iklime hazır olacağız.”

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol