Deva Partisi Elazığ İl Başkanı Av.Mehmet Kangal depremin üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen vatandaşların mağduriyetlerinin giderilmediğini belirtti.
Deva Partisi Elazığ İl Başkanı Av.Mehmet Kangal depremin üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen vatandaşların mağduriyetlerinin giderilmediğini belirtti.
"UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ!"
Deva Partisi Elazığ İl Başkanı Av.Mehmet Kangal yaptığı yazılı açıklamada 24 Ocak depreminin üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen vatandaşların karşılaştığı ve halen devam eden sorunların giderilmediğini belirterek; "Devletimizin aktardığı kaynaklar ve yaptığı hizmetler elbette görülmelidir ancak yönetim zafiyeti ve plansızlığın yol açtığı aksaklıklar ise görmezden gelinirse, vatandaşımızın hakkı gasp edilmiş olacaktır." dedi.
Deva Partisi olarak unutamadıkları ve vatandaşların da asla unutamayacağı, can acıtan durumları maddeler halinde sıralayan Deva Partisi Elazığ İl Başkanı Av.Mehmet Kangal'ın açıklamaları şöyle;
YÖNETİM ZAFİYETİ VE PLANSIZLIK
"Şehrimizde yaşadığımız acı depremin üzerinden 2 yıl geçmiş ve geçen zaman içerisinde depremin açtığı yaraların bir kısmı sarılmış bir kısmı da kanamaya devam etmektedir. Devletimizin aktardığı kaynaklar ve yaptığı hizmetler elbette görülmelidir ancak yönetim zafiyeti ve plansızlığın yol açtığı aksaklıklar görmezden gelinirse, vatandaşımızın hakkı gasp edilmiş olacaktır.
Depremin yıl dönümü olan 24 Ocakta yayınladığımız anma mesajında, bu süreçte vatandaşımızın karşılaştığı ve halen devam eden sorunlardan bahsetmeyi uygun görmediğimizden, şimdi burada unutmadığımız ve hemşehrilerimizin de asla unutmayacağı, canımızı acıtan durumları paylaşmak istiyoruz."
Daracık Evlere İnsanlarımızı Mahkûm Edenleri Unutmadık.
"Buradan yetkililere hatırlatırız; Bizler, Konteynerlarda bir başına hayat mücadelesi veren, yazın sıcaktan kavrulup, kışın çatısı akan vatandaşlarımızı, yıkılan evlerinin parasını alabilmek için yıllarca sigorta bedeli yatırdıkları DASK yüzünden mahkeme salonlarında bekleyenleri, karşılığını ödeyecekleri TOKİ konutlarını lütuf gibi gösterip, daracık evlere insanlarımızı mahkum edenleri unutmadık.
GİDECEK OKUL BULAMAYAN ÇOCUKLAR
Çekilen kuralarda yaşadığı mahalleden kopartılıp şehrin farklı bölgelerine savrulan aileleri, kura çekilmesine rağmen aylarca umutla anahtarlarını bekleyenleri, taşındıkları yerlerde ulaşım sıkıntısı ile mücadele edenleri ve buralarda gidecek okul bulamayan çocukları da unutmadık.
KİMİN ELİ KİMİN CEBİNDE
Plansız yıkımlar yüzünden caddelerimizin zarar görmesini ve tedbir alınmadığı için vatandaşlarımızın toz toprak içinde kalmasını da unutmadık, yıkılan inşaatlardaki demire el konulmasını da, ancak bunun yanında kimin eli kimin cebinde misali yıkımlara karıştığı iddia edilen şaibeler nedeni ile kamunun uğradığı zararları da unutmadık."
AFET BÖLGESİ TEKLİFİNE RET VERENLERİ UNUTMADIK…
"Memleketimizin daha hızlı toparlanabilmesi, yaraların daha iyi sarılabilmesi adına Afet Bölgesi ilan edilmesi teklifine ret oyu verenleri de, deprem sonrası iş yapamayan esnafımıza hibe vermek yerine geri ödemeli krediye mahkum edenleri de unutmadık.
ELAZIĞ’IN SUÇU NEYDİ?
Biz şehir olarak depremi 24 Ocak 2020 tarihinde yaşadık. Esnafımızın birçoğu işyerlerini kaybetti ya da taşınmak zorunda kaldı. Ne yazık ki iktidar, vatandaşlarımız arasında ve şehirlerarasında ayrım yapmıştır. Hükümet, 22 ağustos 2020 tarihinde Giresun’da yaşanan sel felaketi sonrasında zarar gören esnafa 50 Bin TL hibe desteğinde bulundu ve aynı zamanda 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir’de yaşanan depremden hemen sonra da bu şehirdeki esnafa 50 Bin TL’lik hibe yardımında bulundu. Bu hibeleri desteklemekle birlikte “Elazığ’ın suçu ne?” demeden de edemiyoruz.
MİLLET VİCDANINA HAVALE EDİLECEK
Bunları ne biz unutacağız ne de vatandaşımız unutacak, geçen yıllar yitirilen zamanlar ve değerlendirilemeyen fırsatlar hem şehrimizden hem de insanımızdan gidecek. Ancak bu millet gerektiği zaman hesap sormasını da bilecek. Sorumlular hukuk karşısında hesap verecek, görevini yapamayanlar da milletin vicdanına havale edilecek."
MAĞDURİYET ÜZERİNE MAĞDURİYET
İktidar, farklı görüşleri dikkate almamış, başına buyruk hareket etmiş ve ortak aklı reddetmiştir. Hele ki şehrin doğusunda oturan bir aile şehrin batısına gitmek zorunda kalırken, şehrin batısında oturan bir aile de şehrin doğusuna gitmek zorunda kalmıştır. Hemşehrilerimiz, AFAD’a karşı yaptığı başvurularda bu haksızlığın giderilmesi yönünde bir talepte bulunmuş ancak mağduriyetler giderilmemiştir. Vatandaşlara sadece isteğe bağlı becayiş hakkı tanınmıştır ki bu durum çözüm olmamıştır. Adeta hemşehrilerimiz mağduriyet üzerine mağduriyet yaşamıştır.
DASK MAĞDURU İNSANLARIMIZI UNUTMADIK
DASK’tan kaynaklanan ödeme problemleri̇ halen devam etmektedir. “Devlet vatandaşını mağdur eder mi?” desek herhalde şehrimizde yaşanan deprem örnek verilebilir.
Doğal Afet Sigortaları Kurumu’nun (DASK) usul ve esasları kanun ve yönetmelik çerçevesinde belirtilmiştir. Ayrıca 6305 Sayılı Afet Sigortaları Kanununun 13. Maddesi’nde “Zorunlu deprem sigortası bulunan ve deprem nedeniyle hasar gören binalara ilişkin tazminat, gerekli bilgi ve belgeler ile hasar tespitinin tamamlanmasını müteakip en geç otuz gün içinde ödenir” denilmektedir. Bu kanun dikkate alınmadığı gibi Elazığ depreminin üzerinden 2 yıl geçmiş olmasına rağmen DASK ile alakalı binlerce insan halen mağduriyet yaşamaktadır. Deprem sigortası teminatı kapsamında ödeme alamadığı için dava açmak zorunda kalan vatandaşlar, daha fazla maddi külfetin altına girmiştir.
AYDINLATICI BİLGİLENDİRME YAPILMADI
Bu konuda avukat olmam hasebiyle birçok dava sürecini yakından takip ettiğimden dolayı, mağduriyetlerin halen de devam ettiğini belirtmek isterim. Üstelik kurum tarafından bu konuda aydınlatıcı bir bilgilendirme de yapılmamıştır.
ÖDEME BEKLEYEN VATANDAŞ SAYISI ARTIYOR
Ödeme bekleyen birçok vatandaşımızın sayısı, yeni mağdurların eklenmesiyle birlikte her geçen gün daha da artmaktadır. Doğal Afet Sigortaları Kurumu, vatandaşın mağduriyetine yol açan bir oyalama politikasıyla, zorunlu kış şartlarında evlerinden olan insanlarımızın daha fazla mağdur olmasına sebebiyet vermiştir.
