Mehmet Zülfü Yarcel
Mehmet Zülfü Yarcel
Yazarın Makaleleri
KALBE Mİ, TOPRAĞA MI?
İnsanlar bu hayatta iki şekilde gömülür... Kimileri toprağa gömülür ve onun ancak hayali kalır zihinlerde ya da güzel sözleri. Ondan anılar da kalır geriye acı tatlı. Artık yalnızca dualar aracılığıyla konuşabilinir onunla. Avuçlarında...
MONA ROSA KİMSESİZ KALDI
Her ne kadar İkinci Yeni topluluğu içinde yer alsa da onlardan farklı olduğunu şiirleriyle gösteriyordu. Sözcüklere öyle anlamlar yükledi ki okuyan herkes kendinden bir şeyler buldu onun şiirlerinde. Bir dönem herkes Leyla'sını arayıp...
HERKES Mİ, HİÇ KİMSE ?
Bugün  Senai Demirci'nin şöyle bir sözüne denk geldim:  'Herkes gibi yaşarsın, hiç kimse gibi ölürsün.” Bence üzerine uzunca düşünelecek bir söz bu. Kimsenin yaşarken kendisi olamamasını o kadar güzel ifade etmiş...
KENDİNİ BULMA YOLCULUĞU!
İnsanlar her ne kadar 'ben eylemlerimde özgürüm” dese de onların attıkları adımlarına yön veren başkalarının düşünceleri veya toplumun değer yargılarıdır aslında. Bunun farkına çoğu insan varamaz ki bunun farkına varan birini,...
HER YÜREKTE BAŞKADIR YAĞMUR
Geceden beri yağan rahmet, huzur veriyor insana. Dalından düşen yaprağa, yapraktan ayrı düşüp yalnızlaşan dallara, o dalların yalnızlığını paylaşan kuşlara, evlerin tozlanmış camlarına, o camların ardından yağmuru seyredenlerin yüreğindeki...
BOSNA’NIN BİLGESİ, KUDÜS’ÜN AŞIĞI
Ekim ayı; yaprakların, renklerin en güzellerine bürünerek birer yıldız misali toprağa düştüğü an'ları barındırır. Bu mevsim her zaman hüzünlendirir insanları, yaşı kaç olursa olsun. İşte yaprakların dallarından ayrıldığı...
UZAKLARIN YAKINLIĞI
J.J Rousseau, Emile adlı eserinde çocukların zihin dünyasındaki mesafenin sınırlarını şöyle ifade etmiştir. 'Çocuklar mesafeleri ayaklarıyla değil, gözleriyle algılıyorlar. Göremiyorlarsa onlar için uzaktır.”  Onların aslında...
GELECEĞE KALABİLMEK ADINA!
Bir toplumun geleceğe umutla bakabilmesi, gelecekte var olabilmesi ve orada kendine bir yer edinebilmesinin şartı nedir? Buna herkes kendince bir yanıt verebilir ama benim en çok beğendiğim cevap Doğan Cüceloğlu'na ait olan şu cümleydi, 'Bir...
EVİN GÖRÜNMEZ KALKANI!!!
Her toplumun gelenek ve göreneklerinde anne değerli kılınmıştır. Bizim inancımızda da bu kısacık ömrümüzü ona ulaşmak için tükettiğimiz en değerli şey olan cennet bile  onun ayaklarının altına serilmiştir ki bir annenin kutsallığını...
BİR YÜREKTE YER ALABİLMEK
Bir mesleğin kutsallığını belirleyen en temel kuralı, onu layıkıyla yapmak ve her adımını kendine has değerlerini bilerek atmaktır. Öğretmenlik de kutsal mesleklerin en başında gelir belki de. Diğer meslek grupları mutlaka bir öğretmenin...
YÜREKTEN ANLAMAK VE ORAYA TUTUNMAK!!!
Her ne var ise ömür denilen bu yolculuk sürecinde iyi veya kötü adına, onları ifade edebilmek için sözcüklere sığınma ihtiyacı duyarız çoğu zaman. Onlardan gayrısı yoktur derde derman bulunmasını sağlayan. Dertlerin şifa yolunda birer...
HER İNSANIN GÖKKUŞAĞI KENDİ İÇİNDE!
'Gözlerde yaş yoksa ruh gökkuşağına sahip olamaz.” Bu söz ne kadar naif ve huzur verici. Bunu ancak hayata birçok anlam yükleyen, ona gerektiği değeri veren ve insanın ruhuna dokunabilenler söyleyebilir. Sözlerine son derece hayran olduğum...
YAĞMUR VE SONRASI
Yağmur, insana nereden geldiğini ve insanın tekrar nereye döneceğini hatırlatır. O, yeryüzüne düşüp de toprakla kucaklaşınca kokuların en güzeli yayılır her yere. O güzelim 'toprak kokusu”dur kişiye doğumdan ölüme kadar tüm...
KELİMELERE SIĞINMAK
Kelimeler, insanın duygularına tercüman olmaya çalışır anlamı el verdiğince. İnsan da duygularını ifade etmeye çalışır kelimelerden örülü dağarcığı müsaade ettiği sürece. Bazen bir söz sayfalarca, ciltlerce yazılmış kitapların...
RUHUN DOYUMSUZLUĞU
Ruhun huzuru maddi varlığa sahip olmaktan çok maneviyata sahip olmakla eşdeğerdir. Cebin boşluğundan çok ruhun boşluğudur kişiyi yıpratan. Fakat bunu anlayabilmek ise o kadar da kolay değil maalesef. Dünya denilen bu topraklarda ilk adımımızı...
SESİN VE SESSİZLİĞİN DÜNYASI
Dünyaya gelen her insanın yüreği tertemizdir. Yani beyaz bir sayfa gibidir üzerine ne çizilirse ömür boyu onu taşıyacaktır dilinde. Bu yüzden ebeveynlere düşen asli görev de onlara önce ahlaki değerleri öğretmektir. İlim irfan zamanı...
İNANÇ VE AZİM
Derya Ateşli, Çoğunuz bu ismi hiç duymadınız veya onunla ilgili bir yazıya, habere denk gelmemişsinizdir. Birçoğunuz benim bu yazımla birlikte onunla tanışacaksınız, tıpkı benim de başka bir yazıda karşılaştığım gibi. 20 yaşında...
HERKES VE KİMSE
Geçen gün karşılaştığım çok güzel bir söz vardı kime ait olduğunu bilmeden öylece okumuştum ama onu ortaya koyan hangi yürek ise sonuna kadar övgüyü hak ediyor. Çünkü 'anne” sözcüğünü bu kadar güzel ve naif anlatan çok...
KARANLIKTAN AYDINLIĞA
Bir insan düşünün, hayatı hep karanlığa bürünmüş. Hayata dair her ne var ise aydınlığa ait ondan mahrum kalmış. Teninin renginden farklı değil onun için bu hayat. Doğada yer alan onca rengin arasında sahip oldu tek şey koyu bir siyah....
ÜÇ MEVSİM BİR SANAT!!!
Tükenen her ne var ise zamanın eteklerine tutunup geçip gider vakti gelince. Her şeyin bir telafisi var da avuçlarımızın arasından kayıp giden zamanın telafisi olmaz bu hayatta. Mevsimler de öyle, sen hepsiden bir şeyler öğrenmeye çalışırsın...
SAYFALARIN TOZU
Başta inandığımız dinin kitabı olmak üzere diğer her türlü kitabı okumalıyız fakat bunu bir gösteriş için yapmamalıyız. Anlayarak, bilinçli bir şekilde ve biraz da disipline edilmiş bir tarzda okumalıyız. Eğer okumazsak başka zihinlerden...
KALBİN MÂNÂSI!!!
Kalp, her dönemde edebiyatın ve tabi ki hayatın merkezinde yer almıştır. Çoğu yazarın ya da şairin ona yüklediği anlam farklı olsa da onun işlevi her zaman aynıdır. Zaten dilden dökülen sözlerin kaynağı orasıdır. Söz yoktur ki oranın...
RIZIK VE ŞÜKÜR!
Kullandığımız kelime sayısı her geçen gün azalıyor ve bir yerde sıkışıp kalıyorsa kişi de yerinde sayıyor demektir kendi gelişimi açısından. Böyle olunca da kendini ifade etmekte zorluklarla karşılaşılıyor. En çok kullanılan tabir...
ESKİDİKÇE DEĞERLENEN!
Hemen herkesten duyulabilecek bir sözdür;  'Eskiler çok daha güzeldi.”  Gerçekten de öyle midir? Buna çoğumuzun verebileceği cevabın 'evet!” olacağını biliyorum, kimi yüksek sesle kimi içten gelen bir hisle. Peki eskiler...